Alice…

Bir hap seni kocaman yapar,
bir hap seni görünmez…
bir yudum aklını uçurur,
bir yudum; zehir.. içilmez…

ne nefes tüketmek derdindeyim, ne zihnimi bulandırmak. harikalar diyarında harika olmayan tek bedenim. mucizelerden arınmış tek varlık. kendinin farkına varamamış yegane ruh benim bu bedeni tanımış…

içinde kaybolduğu odaları zihninden silmeye çalışan, silik zihniyle yaşamını iyice anlamsızlaştıran , anlamsızlaştıkça yücelen, yüceldikçe küçülen yalnızca ben.

kim olduğunu kendisinden başka herkesin bildiği bir kaçkınım ben. yolunu her kaybedişinde çırpınıp yardım dileyen.

herkes ömrü kendini anlatmaya çalışma çabası içinde tükenir, benimki kendimi anlamaya çalışmaktan. oysa birbirinden farklı değil tanımlarım. beni tanıyan herkes tek kalıptan çıkmışçasına anlatıyor beni bana. duyduklarıma inanasım gelmiyor. bu söylenenlerin hepsi ben olamam. bunların hepsini ben yapmış olamam. herşeyi böyle umarsızca yaşayıp tüketmiş olamam…

elini attığını kuruttuğuna inanan bir bahçıvandan, seyrettiği bahçenin kendi eseri olduğuna inanmasını bekleyemezsiniz. kimseye, hafızasının zayıflarını anlatamazsınız. yaz bittiğinde, tüm o çiçekleri kurutanın yalnızca sonbahar olduğuna inanmamı bekliyorsanız… bekleyin…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir