Bu yazı ilk olarak Albaraka Türk Katılım Bankası kurumsal yayını olan Bereket Dergisi’nin 48. sayısında yer almıştır.
1960’larda bir askeri proje olarak gündeme gelen ve o yıllarda gündelik yaşama dahil edilmesi hayal dahi edilemeyen internet, 90’ların başında hemen hemen her alana girmeye başladı. O dönem, dünyanın öbür ucundaki yakınlarınızla yüz yüze bayramlaşmayı ancak bilim kurgu filmlerinde izleyebilirdiniz. Artık, artırılmış gerçeklik ile internet üzerinden kıyafetlerinizi deneyerek alabiliyorsunuz.
Gelelim zamanımıza, Dünyada son 10 yılın en sık kullanılan ‘yeni’ kelimelerinden biri blockchain. Bir çeşit dağıtık (yani herhangi bir merkeze bağlı olmayan), şifrelenmiş bir ağ – zincir sistemi blockchain. Ülkemizde ise özellikle son iki yılda, kripto para konusunun gündeme gelmesi ile daha sık bir biçimde duyulmaya, kamuoyunda konuşulmaya başlandı. Kripto paraları e-posta sistemi olarak düşünürsek blockchaini de internete benzetmek çok da yanlış olmaz.
Blockchain yalnızca finansal sistemler için değil hukuk, sağlık, sanat gibi alanlar için de keşfedilmeyi bekleyen yeni bir kıta gibi duruyor. Hukuki sözleşmelerinizi fiziksel olarak kasanızda, dijital olarak ise dünyanın herhangi bir yerinde yer alan sunucularda saklayabilirsiniz. Riski dağıtmak adına pek çok şirket verilerini farklı bölgelere dağılmış sunucularda saklıyor.
Blockchain de benzer bir fırsat sunuyor aslında. Bir bilginin dünyanın dört bir yanındaki data merkezlerinde, çözülmesi neredeyse imkânsız şifrelerle ama doğruluğu tüm kullanıcılar tarafından kanıtlanabilir bir sistemde korunduğunu ve dünya üzerinde blockchaine bağlı son bilgisayarın fişi çekilene dek saklanabildiğini düşünün. İşte blockchaini bu kadar arzu edilir kılan da bu. Finansal akışların, sanat eseri teliflerinin, ilaç üretiminin ve ülkeler arası transit geçişlerinin, fikri mülkiyet haklarının kısaca her şeyin takip edilerek sahteciliğin önüne geçmeyi mümkün kılan, güvenilir ama bir o kadar da az bilinen bir ağdan söz ediyoruz.
Sanatın yeni çağı
Sanat, bazen yeni bir çağ açar bazen de çağın yenilikleriyle yoğrularak beşeriyeti yeniden şekillendirir. Kimileri için teknoloji başlı başına bir sanat. Blockchain sanat piyasasındaki son gelişmeler ile birlikte, bu günlerde kurgudan daha fazla bir gerçek olarak görülüyor.
Dijital Telif sözleşmelerinden, eserlerin orijinalliğini kanıtlayan jeton sistemlerine, Kripto paralarla galeri destek fonu sağlayan sanat borsasından VR – AR (sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik) sergi salonlarına ev sahipliğine kadar blockchain, sanata yeniden bir yaşam formu sağlıyor.
Peki sistem sanata ve sanatsevere ne gibi faydalar sağlıyor?
Sahteciliğin önlenmesi, sanatçının aracısız bir şekilde sanatsevere ulaşabilmesi, sanat eserlerinin fiziksel olarak ulaşmasının mümkün olamadığı coğrafyalara dijital olarak ulaşabilmesi bu faydaların yalnızca birkaçı.
Cenevre’deki Güzel Sanatlar Uzmanları Enstitüsü (FAEI), 2014’te inceledikleri eserlerin %50’sinden fazlasının sahte ya da yanlış sanatçılara yönlendirildiğini belirtti. Güzel sanatlar piyasasında onlarca, hatta yüz binlerce dolarlık parçalar el değiştirirken, aldığınızı düşündüğünüz şeyin elinize geçenle aynı olması çok önemli. Eserlerin kaybolması, kopyalanması, telif haklarının çiğnenmesi gibi sorunlar karşısında blockchain kullanıcılarına bambaşka bir dünya sunuyor. Blockchain üzerinden yapılan tüm para akışlarını açık ve net bir şekilde takip edebilirsiniz. Şeffaflık, sanat eserinin koleksiyoncular, sanat kurumları, hukuk ve kolluk görevlilerince doğrulanabilirliğini sağlıyor. Bir alıcı olarak, tüm sahiplik tarihçesini sanatçıya dek izleyebilirsiniz. Son işlem sanatçının hesabına ulaşmıyorsa resim sahtedir.
Blockchain’e özel sanat koleksiyonları tasarlanıyor…
Biraz çılgınca gelebilir ama son dönemde özellikle dijital eserler çalışan sanatçılar blockchain üzerinden satış amaçlı eserler üretiyorlar. Değerleri 100 bin Doları bulan bir dijital kedi koleksiyonu var desek? Adı CryptoKitties… Kimileri bunun tamamen kara para aklama amaçlı sistemler olduğunu ifade etse de koleksiyonlar popülerliğini yitirmiyor.
Blockchain Sanat Borsaları
Blockchain üzerinde sanat borsaları kurulmaya başlandı bile. Maecanas bunlardan biri. Sanat yatırımcıları Kripto paralarla yeni eserlere finansman sağlayabiliyor, üye galeriler ellerindeki eserleri listeleyerek yatırımcıların bu eserlerde hisse sahibi olmasını sağlayabiliyor. Maecanas yatırımcıları galerilere, koleksiyonlarını genişletmeleri için fon da sağlayabiliyor. Misal, Chalsea Galerisi Warhol koleksiyonunu genişletmek için 3 Milyon dolara ihtiyaç duyuyor. Bunun için yıllık yüksek bir faizle sanat kredisi kullanmak yerine Maecanas yatırımcılarına elindeki eserleri listeliyor. Yatırımcı bu eserlerde belirli bir hisseye sahip oluyor. Alınıp satılabilen bu hisseler sayesinde hem yatırımcı kazanıyor hem de galeri yıllık 400 bin dolara yakın bir faiz yükünden kurtulmuş oluyor.
Sanal Gerçeklik ile Mekândan bağımsız sergiler
VR All Art, istediğiniz her ortamı VR gözlükleriyle galeriye dönüştüren ve tüm bu sanal galerileri, eserleri ile birlikte Blockchain üzerinde barındıran ilk şirket. Fiziksel olarak taşınması güç ya da güvenli olmayan eserlerin dünyanın her bölgesine ulaştırılabilmesi amacı ile kurulan şirket ofisinizi, deponuzu ya da dilediğiniz bir açık alanı şık tasarlanmış bir galeriye dönüştürüyor.
VR All Art’ın dijital galeri alanlarından biri;
Blockchain ve sağladığı fırsatların sanata ve sanatçıya neler kazandırabileceği şüphesiz ki önümüzdeki yıllarda daha da netleşecek. Bu süreçte sanat kurumlarının bu teknolojiye adapte olabilmeleri, sanatçılarını doğru yönlendirmeleri büyük önem taşıyor.
Yazı ana görseli: “Cryptocurrency Art Gallery” by Namecoin is licensed under CC BY 2.0