#tbt ya da sallama geçmiş

[etiket]tbt yani throw back thursday, yani eskilerden sallamaca perşembesi…Perşembe günleri, en az beş yıllık bir fotoğrafı (evet, pek bilinmese de beş yıldan yeni fotoğraflar nostaljiye girmiyor) “ah o günler, vay be, zaman uçmuş” cümleleri eşliğinde salıveriyoruz internetin “çok düşünürsen kafayı yersin” uzayına… Anılarımızla varolmaya çalışıyoruz. Oysa zamanında bir yerlerde okumuştum, geçmiş asla hatırladığımız gibi değilmiş. Umarım öyledir çünkü son zamanlarda aklıma hiç güzel anılar gelmiyor. Saplandığım depresif ruh halinden mi bilmem sanki geçmişim hep acı, yenilgi, hayalkırıklığı dolu. Dün gece hiç işim yokmuş gibi oturdum, şimdiye dek ‘gerçekten istediğim’ şeyleri saydım döktüm. Şunu istemiştim; olmadı… Bunu istemiştim; olmadı… Dün bir de videoya rastladım. Zizek’in bir konuşmasıydı. “Biz aslında hiçbir şeyi gerçekten istemiyoruz” diyordu…

Gecenin bir yarısı, enine boyuna düşündüm… Evet, bu isteklerde bulunurken hep aklımdan istediğim şeylerin yan etkilerini geçirmişim. Ama bu onları istememe engel olmuş mu? Olmamış anlaşılan… İnatla istemeye devam etmişim. İstemişim de istemişim arkadaş!

Dur durak bilmeden, sınır – engel demeden önce önümdeki sonra içimdeki duvarlarla mücadele etmişim… Tırnaklarımı kanatıncaya dek kazımışım o koca beton yığınlarını. Ruhumu, beynimi tekme tokat dövmüş, ağzını burnunu kırmışım… Şimdi bu kadar halsiz, hissiz, ümitsizsem hep o kendimle kavgalarımdan. Kendi kendime aldığım, kanla irinle dolmuş, iyileşmeyen yaralarımdan…

Geçmişi hatırlamaya dair o teori aslında şunu anlatmaya getirir; hiçbir şey hatırladığın gibi değil zira zihnin kötü anıları silip onların yerine hep daha iyilerini yaratma eğilimindedir. O hatırladığın, geçmişinde kaldığı için üzüldüğün muhteşem günler var ya, işte onların hepsi aslında senin uydurman… O gün gök yüzü daha mavi değildi ya da sen daha mutlu değildin… Zihnin sana oyun oynuyor! Sen de en az benim kadar bedbaht, şanssız ve zavallısın. Benim sorunum, geçmişi olduğu gibi hatırlamak…

Ah keşke senin kadar mutlu olabilsem, eskiden mutlu olduğuma inanabilsem senin gibi…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir