Siz susunca nasıl da susmak bilmiyor zihnim bir bilseniz. Aklımdan geçirdiğim onlarca soru, nefes almaksızın birbiri arkasından koşturuyor. Sonra konuşmaya başlıyorsunuz ama ben, hala at meydanına dönmüş zihnimin gürültüsünden sıyrılıp çıkamıyorum… O uğultunun içinde, boş boş yüzünüze bakıyorum Sevgili Bayım…
Dudaklarınız kıpırdıyor, oradan bir kaç kelime, cümle çıkıyor; duyamıyorum. Dudaklarınız kıpırdıyor, oradan bir kaç nağme karışıyor uğultulara; duyamıyorum.
Dudaklarım kıpırdıyor, biraz duman biraz kahve karışıyor nefesime; konuşamıyorum…
Tam kelimeleri toparlayıp bir cümle düşüyor dilimin ucuna, sizin durağınıza varmış oluyoruz.
Tam arkanızdan bağırarak sesleneceğim size, tren hareket ediyor…
Tam kendimi atacağım trenden, uyanıyorum…
Velhasıl Sevgili Bayım,
sizinle ne tren ne de vapur yolculuğu hiç cekilmiyor…
Dudaklarınız kıpırdıyor, oradan bir kaç kelime, cümle çıkıyor; duyamıyorum. Dudaklarınız kıpırdıyor, oradan bir kaç nağme karışıyor uğultulara; duyamıyorum.
Dudaklarım kıpırdıyor, biraz duman biraz kahve karışıyor nefesime; konuşamıyorum…
Tam kelimeleri toparlayıp bir cümle düşüyor dilimin ucuna, sizin durağınıza varmış oluyoruz.
Tam arkanızdan bağırarak sesleneceğim size, tren hareket ediyor…
Tam kendimi atacağım trenden, uyanıyorum…
Velhasıl Sevgili Bayım,
sizinle ne tren ne de vapur yolculuğu hiç cekilmiyor…
asli.