Kötülüğün zaferi…

Kötü, farkında mıdır kötü olduğunun? Yaptığı her bir kötülüğü kâr hanesine mi yazar yoksa her yaptığının bir açıklaması var mıdır kendince?

Zamanın birinde “insan nasıl kötü olur” diye tartışıyorduk bir büyüğümüzle. “Ben nedenini merak etmiyorum, böyle bir şeyi neden yaptığını öğrenmek ve sonunda da onu anlamak istemiyorum. Zira anlamak, hareketini kabul görmeye giden yolun birinci basamağıdır” demişti öfkeyle. O zaman çok anlamsız gelmişti… Empati yoksunu olduğunu düşünmüştüm. Oysa şimdi onun anlayışsızlığını daha iyi anlıyorum. Sorgulamıyorum “Neden yapıyorlar? Bunu yapmaya onları iten ne? Bu davranışın ardında nasıl bir yaşanmışlık var?” diye sormuyorum. Ne yaşamışsan yaşadın, kötü olmayı, kötülük yapmayı kendine hak görüyorsan zaten hiç bir anlayışı da, empatiyi de hak etmiyorsun. Senden zayıfa gücün yetiyor diye zulmediyorsan, sana güveneni yarı yolda bırakıyorsan, yalan söylüyorsan, başkalarının hakkını gasp ediyorsan ve bundan en ufak bir rahatsızlık duymuyorsan, insanların emeğini yok sayıyorsan, seni seveni sevgisiz bırakıyorsan, emanetine hıyanet ediyorsan, saygı duymayı bilmiyorsan, nefret doluysan, hırs doluysan, başarıya giden her yol mübah diyorsan, kalp kırıyorsan, incitiyorsan, zarar veriyorsan ve dönüp bir kere bile özür dilemeyi bilmiyorsan; kötüsün…

Ama günün sonunda hep sen kazanıyor, hep sen gülüyorsun. En çok sen kazanıyor, en çok sen seviliyorsun. Seni bile sevecek bir kalp bulabiliyorsun… Ne diyelim, “Bravo!”

Kötülüğün zaferi…” için 5 yorum

        1. Hepimizde var kötülük yapma potansiyeli… Bu anlamda “kötü olmayan insan yok” demek yerine, “içinde kötülük barındırmayan insan yok” ifadesi daha bir tutarlı geliyor. Kötü insan ise bambaşka… içindeki potansiyeli dışarı vurmaktan çekinmeyen, ya da başka bir deyişle; aklından geçen kötülüğü fiiliyata dökmekten imtina etmeyen kişi. Günde kaç kez insanlara zarar vermek istiyorum kim bilir! Daracık durakta-üst geçitte herkesi sigara dumanına boğanın kulağına sigarasını basmaktan tutun da yere çöp atanları sopayla dövmeye; gecenin yarısı sokakta çığlık çığlığa oynayan çocukları kulaklarından tutup duvardan duvara vurmaya kadar pek çok kötülük düşünsem de bunları yapmıyorum. Bu içimdeki, dışıma vurmadığım kötülük hissi belki anlaşılabilir. Ama bunu fiiliyata dökersem bir vahşi olurum, kötü biri olurum, sebep ne olursa olsun, ve bunun anlaşılmaya ihtiyacı yok. Birini aldatırsam ve etrafımdaki herkes “şu sebepten yaptı” diye anlamaya çalışırsa bu hareketimi haklı görüp sürdürmez miyim? Anlatmaya çalıştığım şey bu sanırım…

          1. Bunlar kötülük hissi değil kötülüğü cezalandırma arayışı kanımca. Adaletsizliğe tahammül edemiyorsunuz. Bunu dışarı vuramama sebebimiz gücümüzün olmaması muktedir olamamız. Bir Wonder Woman olsaydınız görürdüm ben sizi:)) Okuduğum birçok sosyal deneyde insanlar şartlar oluştuğunda çok kötü şeyler yapabiliyorlar. Yaratılışımızda meleklerin yeryüzünde fesat çıkaracağımızı ve kan dökeceğimizi bilmeleri…
            Kötülüğün doğasını anlamalıyız ki engelleyebilelim, açık kapı bırakmayalım. Kendimize çok güvenmeyelim. -tecrübeyle sabit- İnsanı kutsallaştırmayalım. Yoksa kötülük kesinlikle cezalandırılmalı.
            Günün sonunda kötülerin sevilmesine gelince, insan kalbi işte duvardan duvara vurmak gerek. Esenlikle kalınız…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir