Budala

Gün geçmiyor ki hayat beni budalaların fikirleri, düşleri, zanları ve yargılarıyla şaşırtmasın.
‘Ah Deli Kadın’ diye bir haykırış işittim geçen gün.. Belki düşümdeydi belki de gerçek, bilemedim. Benim
sizin için serzenişlerimi üstüne alınmış, yetmemiş bir de şuncacık aklıyla bana izahate girişmiş… İnanabiliyor musunuz? Yok aslında bana olan aşkını anlayamadığım için beyhude hayaller kuruyormuşum, yok onun bana olan aşkının yanında benimki yalnızca bir kuruntudan ibaretmiş. Dedim ya, budala! Hem de eşine az rastlanır türden. Oysa benim yakarışlarımı duyan her insan evladı anlayabilir size olan hislerimin karşılıksızdan öte karşılıksız olduğunu Sevgili Bayım.
Bana karşı körlüğünüz, sağırlığınız o kadar meşgul eder oldu ki rüyalarımı, sizinle bir yerde karşılaşacak olursak diye işaret dilinizi öğrenmeye karar verdim. Belki elinize harfler çizerim, belki yalnızca elime dokunsanız hissedersiniz nasıl da varlığınız karşısında eridiğimi…
Budalaya kalsa ben onurumu çiğnemiş bir divaneyim yalnızca. Ah zavallı… Aşkın, sahibini ne denli yücelttiğinin bilgisine haiz değil anlaşılan. Oysa ven size olan aşkımın bana verdiği kanatlarla süzülüyorum her gece bu düşlerin ve kâbusların kentinin semalarında… Belki sizin düşlerinize de konuk oluyorumdur kim bilir? Oysa kâbuslarınız olmak isterdim.
Öyle öfke doluyum ki bu aralar, kasırga olsam da katsam tüm sokakları birbirine, bulutlarla çarpışıp yıldırımlar yağdırayım istiyorum yeryüzüne! Yer küreyi sallayıp üstünde ne varsa silmek istiyorum tarihten…
Ben sizin aşkınız için dilenirken karşıma çıkan bu budalaları yok etmek, yoktan var edip yeniden yok etmek istiyorum. Birisi beni sevecek diye ödüm patlıyor Sevgili Bayım… Sizden gelmeyen her bir aşk kırıntısı sanki evrende rastgele savrulup bir başka budalanın kalbine yerleşiyor. Onlar o aşkı besledikçe hırslanıyorum… Bana sundukları vakit parmaklarım kırılıncaya kadar ezmek istiyorum kalplerini… Benim çektiğim acının on mislini, yüz mislini çeksinler istiyorum! Sizden bana gelemeyen her tatlı kelimenin, cümlenin ebediyyen yok olmasını istiyorum…
O kadar nefret doluyorum ki Sevgili Bayım, merak ediyorum… Korkmuyor musunuz? O nefret büyüyüp dallarını sizin kalbinize de salacak diye?

asli.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir