Boş Sandalye

– Afedersiniz… O sandalye dolu…

Yüzüme boş gözlerle bakıp “Birazdan arkadaşım gelecek” dememi bekledi ama nafile…

Gelmeyecekti. Bir arkadaşım yoktu o sandalyede oturan. Hala bir açıklama beklercesine başımda durmayı sürdürdü. Sanki dolu addedilen tüm sandalyelerin bir bahanesi, gizli-aşikar bir sahibi-sahibesi olmalıymış, gerekçesi açıklanmadıkça verilmeyen sandalyenin hesabını sorma hakkı kendisine bahşedilmiş gibi bekliyordu…

Tepemde dikilmesinden rahatsız olduğumdan mı yoksa o an biriyle konuşmak istediğimden bi bilemeden sözümü sürdürme kararı aldım.

– Birini beklemiyorum, hiç kimse gelmeyecek ama o sandalye dolu…

Aklını yitirmiş birine bakar gibi baktı gözlerime. Ya da ben öyle sandım çünkü konuşmamı sürdürürken kafamı kitabımdan kaldırmamıştım bile. Derin bir nefes aldım.

– Geçmişim oturuyor orada, dolu dolu yaşadığım hayatım, hayal kırıklıklarım, kendimi gereğinden fazla önemsediğim ve kendimi aslında hiçe saydığım anlarım, ailem, sevdiklerim, artık yanımda olmayan dostlarım, eski aşklarım, ümitsiz aşıklarım, düşlerim, okuduğum kitaplarım, henüz okumadıklarım, dinlerken gözlerimi bulutlandıran şarkılarım ve kulağıma değmesinden dahi imtina ettiklerim, diplomalarım, işim, eşim, hiç doğmamış çocuklarım, gittiğim şehirlerin kokusu ve henüz sokaklarını gezmediğim şehirlerin hayali, tükettiğim günlerim ve alacak nefeslerim, fotoğrafını çektiğim çiçekler ve sulamayıp soldurduklarım, hala beni heyecanlandıran tutkularım, unuttuğum hislerim, dokunduğum bedenler ve yalnızca arzulamakla yetindiklerim, bir ağustos gecesinde ürperen ve kışın ortasında alevlenen bedenim. O sandalye dolu bayım… O sandalyede hayatım var benim. Geçmişi ve geleceğiyle koskocaman bir yalan ve çöp yığını. Olmasını isteyip de olduramadığım hayatım.  

– Anlayamadım? Dedi. 

Sanki deminden beri farklı bir dilde konuşuyormuşum ya da ağzımdan yalnızca anlamsız mırıltılar çıkarmışım gibi yüzüme bakıyordu boş boş… 

– Sandalye, dedim üzerine basa basa. “Sandalye maalesef dolu ve uzun süre de boşalacağa benzemiyor. Dilerseniz şu ilerideki masalara sorabilirsiniz.”

“Çattık” dercesine kafasını sallayıp uzaklaştı yanımdan. Gölgesiyle kararttığı kitabıma döndüm yine huzurla… Bazı insanlarda da hiç anlayış yok…

A.C.

Boş Sandalye” için bir yorum

  1. “Geçmişi ve geleceğiyle koskocaman bir yalan ve çöp yığını. Olmasını isteyip de olduramadığım hayatım” :'(
    sanırım hepimizin hayaletleri bir yerde yığılı duruyor..

Cemil Karakuş için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir