Telefon bir an titredi masanın üstünde, elimi klavyeden uzaklaştırıp otomatiğe bağlamışcasına telefona uzandım gözlerimi bilgisayarın ekranından ayırmadan. Yine bir e-posta gelmiştir bilmem neyin çılgın kampanyasından ya da mahalle pizzacısı yine iki pizza artı kola 30 lira kampanyasını kısa mesaj atmıştır.. ya da fi tarihinde paylaştığım bir fotoğrafın altına, fotoğraftaki arkadaşlarımdan birine yürümeye yeltenen bir delikanlı arkadaşı “ay burada da güzel çıkmışsın” diye gülücüklü bir yorum atmıştır…
yine de merak edip ekran kilidini açmadan bildirime bakayım..
aaa..
ama bu.. evet o..
ne yazmış? hemen mi baksam? belki yine birşey danışacaktır, ya da sosyal sorumluluk kampanyası linki? hemen bakınca da böyle tekefon başındaymış gibi.. ama öyleyim? hayatım zaten kimseyi tek bir saniye bile bekletmemek üzerine programlı.. ne yazmış?
“selam”
selam? selam mı? “merhaba” deseydin bari.. selam nedir be? aslında selam-selamet, barış demek. ama böyle selamun aleyküm demeyeyim ama ondan devşirme birşey kullanayım kafası mı? ah! birşeyler daha yazıyor.. yazmıyor.. yazıyor…
“çok güzel bir yer var, uzun zamandır gitmek istediğim…”
ah işte tahmin etmiştim! yine tavsiye soracak.. zaten insanlar anca soru sorar ama kendileri için…
yazıyor…
yazmıyor..
yazıyor…
“yarın akşam bana eşlik etmek ister misin?”
ne? bir dakika, ne? eşlik derken? mekan keşfine mi çağırıyor? kız arkadaşı mı vardı bunun, acaba evlenme teklif edecek de burası olur mu diye mi soracak?
yuh! abartma, değildir öyle.. yani şimdi böyle akşam yemeğine mi çağırdı beni?
sorsam mı? “hayırdır?” yok yok! mal mısın ya sen? hayırdır ne? azıcın insan ol be kadın? mahalle dayılığından bi çık..
“neden?” yok onu da sil.. tripçibaşıgillerden naz hatun gibi salağa yatmalar falan? on bin soru sorup adamı insanlığından soğutmanın alemi yok.. ama şimdi, her zaman yaptığım gibi mesela “ah tabii ki bayılırım” yazsam, bulk mail kutusuna düşer gibi ‘kolay ötesi hatunlar’ kutusuna düşmek de var. zaten neye bayılmam ki? ah tutabilsem şu koca çenemi de hissettiğim düşündüğüm herşeyi bilmese karşımdaki. güya hepsi net ifade ister ama gizemin yoksa hoop sepete..
planım var desem?
dedim…
yarın planım olsa ne yazar? ya şimdi “neyse başka zamana” yazarsa.. başka zaman hiç olmaz ki, olmuyor işte…
“neyse, ertelerim artık” sonuna da bir gülücük..
yine yaptın yapacağını be kadın.. hemen yelkenler suya..
offf!
neyse, hadi bakalım neler olacak..
her buluşmadan önce kafamda kurguladıklarıma reset atmak vakti gelmiştir bence..
acaba çiçek alır mı?
yok artık!!!
…
off yarın olmaz şimdi…